Günümüz beyaz yakasının en büyük challenge’ı mental yetkinlikler. Durumu kısaca özetleyecek olursak;

İyi zamanlarda gevşemeye, kötü zamanlarda pes etmeye çok yatkın bir toplumuz. Bu da bizim işler iyi giderken sürekli kılmamızı, kötü giderken de en az zararla altından kalkmamızı önlüyor.

Ercüment Büyükşener hocam’ın güzel bir sözü var;

“Önemli olan değişmek değildir, önemli olan işler iyi giderken değiştirmektir.”

Bu sözün de vurguladığı üzere iyi zamanları geleceği güçlendirmek için kullananlar fark yaratırken,

Kötü zamanlarında mücadele göstermeyenler ise iş hayatının vasatlar kervanına katılıp, yok olup gidiyor.

Özellikle iş hayatına yeni katılan genç arkadaşlarımız için en kritik zamanlar kendilerini en dipte hissettikleri yerler. Çok az kişi o dibin umutsuzluğundan çıkabiliyor. Ancak o az sayıda kişi kariyerini iyi yerlere taşıyor.

Bizim o zorluk olarak gördüğümüz DİP noktalar aslında bir elek, başarılı ve başarısızları ayrıştıran…

Bu konuda Seth Godin’in harika bir kitabı var, çok ince ama kıymetli bir kitap.

Seth Godin : Dip
Vazgeçmeyi ve Vazgeçmemeyi Öğreten Küçük Bir Kitap

Okumadıysanız, mutlaka öneririm.

Yolun amacı, yolda olmaktır.

Yolda olmak güzeldir, varmak sıkıcıdır.

Biz Salı İnsanlarıyız.

Hepimizin öğretmeni Morrie Schwartz’a saygılarımız, bizi Morrie ile tanıştıran Mitch Albom’a sevgilerimizle…

Her hafta Salı günleri hayat ve hayatın içindeki konular üzerine bir araya gelmek seni de keyiflendiriyorsa aramıza katıl, her Salı mailini kontrol etmeyi unutma.