E-ticaret sitelerinde ortalamalara göre 100 sepete eklemenin sadece 10’u satışa dönüyor. Diğer bir deyişle bir ürünü almaya karar veren kişilerin sadece %10’u ürünü alıyor. Arada %90’lık bir kayıp oluşuyor.

Oysa ki birçok şirket bu veri yerine direkt olarak conversion rate’e odaklanarak, daha fazla ziyaretçi çekmek üzere reklama yoğunlaşıyor.

Daha fazla reklamla birlikte conversion rate başta olmak üzere tüm oranların ortalaması biraz daha düştükçe ROAS düşüyor. Şirketler karlılık bir kenara e-ticaret süreçlerine dair inancını kaybediyor.

Ne yazık ki bu tarz çok fazla case görüyoruz. Reklama dönem dönem yüksek yatırımlar yapmış, başaramamış, başarısızlığın tespitlerini doğru yapamamış ve en son inancını kaybetmiş şirketler…

Oysa tüm bu süreçlerde reklama yapılan yatırımda artış bir yana kesintiye gidip, bunu site içi kullanıcı deneyimine harcayarak sepete eklemeden satışa döndürmeye odaklananlar ise çok hızlı bir şekilde cirolarını 2-3’e katlıyorlar.

Özellikle günümüz, 10 sene öncesinden çok farklı. Buybox yani fiyat konusunda müthiş bir rekabet var, ancak çoğu araştırma insanların satın alma konusunda güvendikleri yere daha fazla ödeme yapabildiklerini gösteriyor.

Özetle dijitalde yatırımı basit bir şekilde daha fazla reklama yapıp, para yakmak yerine, kullanıcı deneyimine odaklayanlar, hem cirolarını hem de karlılıklarını artıyorlar.

Yolun amacı, yolda olmaktır.

Yolda olmak güzeldir, varmak sıkıcıdır.

Biz Salı İnsanlarıyız.

Hepimizin öğretmeni Morrie Schwartz’a saygılarımız, bizi Morrie ile tanıştıran Mitch Albom’a sevgilerimizle…

Her hafta Salı günleri hayat ve hayatın içindeki konular üzerine bir araya gelmek seni de keyiflendiriyorsa aramıza katıl, her Salı mailini kontrol etmeyi unutma.