Kobiler, Türkiye’deki iş dünyasının tamamına yakınını oluşturan bir boyutta, gelin son sayılara birlikte bakalım;

KOBİ’ler Türkiye’de;

  • Toplam işletmelerin %99,9’nu
  • KOBİ’lerin toplam mal ve hizmet satın alışları içerisindeki payı, %65,5’tir
  • KOBİ’lerin üretim değerindeki payı, %56,2’dir.
  • KOBİ’lerin maddi mallara ilişkin brüt yatırımdaki payı, %53,2’dir.
  • KOBİ’lerin çalışanlar sayısı içerisindeki payı, %75,8’dir.
  • Toplam katma değerin %55 ‘ini,
  • Toplam satışların %65,5 ‘ini,
  • İthalatın %39,9’unu
  • Toplam yatırımların %50 ‘sini,
  • İhracatın %59,2’sini
  • KOBİ kredilerinin bankacılık sektörü toplam krediler içerisindeki payı, %26’dır.

Peki bu kadar bir büyük bir ekonomi, neden dijital gelişmelere adapte olmak konusunda geri kalıyor. Dijital Dönüşüm ismini verdiğimiz süreç kobilerde neden hayat bulmuyor?

Kobiler Dijital Dönüşüm süreçlerinde neden başarısız oluyor, inceleyelim;

  • Yeni nesil insan kaynaklarıyla ilerleyen dijital’i, 50+ yaşındaki patronlara doğru bir şekilde anlatan uzman eksikliği
  • Dijital Dönüşüm’ü sadece sosyal medya iletişimi ile sınırlayan bakış açıları
  • Dijital Dönüşüm’ü sadece web sitesi ile sınırlayan bakış açıları
  • Dijital’in sürekli olarak değişim halinde olması ve bu hızın yarattığı eskimelere yakalanmayan, nitelikli uzman ve danışman azlığı
  • Şirketlerin geçmişte yaşadıkları başarısız dijital deneyimler
  • Şirket’e özel çözümler geliştirmeden standart hizmet kalemleriyle dijitale yönelik yapılan çalışmalar
  • ROI çizilmeden ve maliyet – geri dönüş hesaplamaları yapılmadan şirketlere sunulan dijital hizmetler
  • Türkiye’deki ekonomik belirsizlikler nedeniyle yöneticilerin yeni yatırımlara karşı isteksizliği
  • Aşamalar oluşturmadan büyük bir giriş maliyeti içeren süreçler dizayn edilmesi
  • Teknik süreçler inşa edilirken, süreç içerisindeki insan kaynaklarının adaptasyonunun ve eğitiminin atlanması
  • Şirket operasyonunda çalışanların direnç göstermesi ve sürece inanmaması
  • Dijital Dönüşüm sürecinde şirket ihtiyaçlarının, sorunlarının ve verimsiz yerlerin doğru tespit edilememesi
  • Dijital Dönüşüm süreçlerinde gerekli olan çalışmalar yerine PR niteliğindeki popülist süreçlere yatırımların yapılması
  • Dijital Dönüşüm’ün Türkiye sınırları içerisindeki rekabette rahatsız eder bir boyuta henüz ulaşmamış olması

 

Tüm bunların da  ötesinde tek bir maddeyi listeden ayrı yazmak isterim.

Dijital Dönüşüm süreçlerini tasarlamanın kimin işi ve sorumluluğu olduğu bilinmemesi.

Kobilerin ihtiyacı olan dijital dönüşüm, üretimden şirket içi iletişim verimliliğine, yönetimden insan kaynaklarına kadar şirketin her bir parçasını ilgilendiren bir süreçtir.

Günümüz teknolojik gelişmeleri, şirketlerdeki tüm operasyonların verimliliği ile ilgilenmekte ve çözümler geliştirmektedir. Ancak dijital, şirketlerde pazarlama biriminin sorumluluğunda olan bir iletişim kanalı olarak görülmekte, pazarlama ise bilgisinin sınırlarının dışına çıkmakta çekimser kaldığı için dijital dönüşümü tam anlamıyla hayata geçirecek çözüm yollarından bahsetmemektedir.

Bu karmaşa şirketlerde sorunların konuşulduğu ancak çözüm konusunda herkesin bir adım geride kaldığı bir iletişim ve ilişki ağına neden olmaktadır.

 

Yolun amacı, yolda olmaktır.

Yolda olmak güzeldir, varmak sıkıcıdır.

Biz Salı İnsanlarıyız.

Hepimizin öğretmeni Morrie Schwartz’a saygılarımız, bizi Morrie ile tanıştıran Mitch Albom’a sevgilerimizle…

Her hafta Salı günleri hayat ve hayatın içindeki konular üzerine bir araya gelmek seni de keyiflendiriyorsa aramıza katıl, her Salı mailini kontrol etmeyi unutma.