Hiç düşündünüz mü bilmiyorum,

yıllar yıllar önce teknoloji henüz bu kadar gelişmemişken,

işler bugünkünden çok çok daha yavaş ilerlerken,

iletişim hızı bugüne kıyasla sıfıra yaklaşırken,

ulaşım zor ve uzunken,

insanlar daha çok;

birlikte vakit geçiriyor,

sohbet ediyor,

yardımlaşıyor,

gülümsüyordu.

 

Peki bugün ulaşım ve iletişim inanılmaz hızlı ve kolayken NEDEN;

hiçbir şey yetişmiyor?

gün geçtikçe birbirimize daha az vakit ayırıyoruz?

daha fazla stresli, daha az mutlu, daha az güleryüzlüyüz?

daha yorgunuz?

işler bitmiyor?

 

Cevabı çok basit ve tek bir cümle;

İnsan doyumsuz bir varlık. 

 

Peki bu doyumsuzluğun sonucu ne?

Kısacık ömrün, koşuşturmacalarla hızlı bir şekilde tüketilmesi.

 

Eğer siz de son zamanlarda sıkça “hiç vaktim yok” cümlesini kullanıyorsanız, durun ve düşünün.

 

Bu hayattaki her şeyin tekrarı var, her istediğinizi yeniden yaşayabilirsiniz ama bu hayatı yeniden yaşamanız mümkün değil.

 

Kısacık ömrünüze gereken değeri verin ve doya doya yaşayın, koşa koşa değil!

Couple Watches the Sunset at Oceanside - September 20, 2012

 

Yolun amacı, yolda olmaktır.

Yolda olmak güzeldir, varmak sıkıcıdır.

Biz Salı İnsanlarıyız.

Hepimizin öğretmeni Morrie Schwartz’a saygılarımız, bizi Morrie ile tanıştıran Mitch Albom’a sevgilerimizle…

Her hafta Salı günleri hayat ve hayatın içindeki konular üzerine bir araya gelmek seni de keyiflendiriyorsa aramıza katıl, her Salı mailini kontrol etmeyi unutma.